0(850) 305 0176 Türkiye' nin her yerinden 7/24 ulaşın. | Müşteri Girişi |
Rücu nedir ?
Sigorta şirketinin ödemiş olduğu tazminatı kusurlu olan taraftan ödediği tazminat bedelini istemesidir.
Sigortacı, bazı durumlarda sigorta ettirene (kendi sigortalısına) rücu edebilir. Özellikle KTK. m.95’e göre sigorta ettirenin prim borcunu ödememiş olması, limitlerin artmasından sonra ek poliçe yaptırmaması, sigorta süresi bittikten sonra poliçenin yenilenmemesi gibi durumlar, zarar gören üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden sigortacı, yeni limitler üzerinden veya sözleşme süresi bittikten sonra ödeme yapmış ise, yükümlülüklerini yerine getirmemiş olan kendi sigortalısına karşı dönme hakkını kullanabilecektir.
Kazanın, işletenin ve eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucu olması:
Genel Şartlar B.4 maddesi (a) bendine göre, işletenin ve eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucu meydana gelen kazalar nedeniyle sigorta bedelini ödeyen sigortacı, sigorta ettirene (işletene) rücu edebilecektir.Bunun karşıt anlamı, eğer işletenin ve eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru yoksa, yüzde yüz kusurlu olsalar bile sigortacının dönme (rücu) hakkından söz edilemeyeceğidir.
Sürücünün veya yardımcı kişilerin kasıtlı davranışları saptanabilir bir eylem olarak ortaya çıkabilir ise de, ağır kusurun ne olduğu bugüne kadar yeterince tanımlanmış ve unsurları belirlenmiş değildir. Yargıtay kararlarındaki tanımlamalara göre ağır kusur, özel bir hukuk kavramı olup, kasıt olmamakla birlikte, kasta yakın bir kusurun varlığı anlamına gelir.
Yargıtay kararlarına göre:
Sürücü yüzde yüz kusurlu olmakla birlikte, kastı veya kasta yakın bir kusuru söz konusu değilse, sigortacının dönme (rücu) hakkı doğmayacaktır.
Örneklerle açıklamak gerekirse, kaygan zeminde ani fren yapma, hatalı solama, mucurlu yolda hızını kesmeme, kavşaklara ve dönemeçlere hızla girme, geçme yasağına uymama, kırmızı ışıkta durmama, uykusuz ve yorgun uzun süre araç kullanma gibi durumlarda, kaza yapan sürücü yüzde yüz (tam kusurlu) bulunabilir ise de, bunlar dikkatsiz ve tedbirsizce, kurallara ve yasaklara aykırı olarak araç kullanma kapsamında olup, kasıtlı veya kasta yakın bir ağır kusur sayılamaz. Bu nedenle, bu gibi durumlarda sigortacının dönme (rücu) hakkından söz edilemez.
Aracı gereken ehliyete sahip olmayan kişilere kullandırılması ya da kullanılması:
KTK 36-45 maddelerinde sürücü belgeleri, hangi araçlarda ne tür sürücü belgesinin gerekli olacağı ayrıntılı olarak açıklanmış olup, motorlu aracın ehliyetsiz kimseler veya taşıta uygun sürücü belgesine sahip olmayan kimseler tarafından kullanılması sırasında bir kaza olursa, üçüncü kişilere tazminat ödeyen sigortacı işleten (şoför- ruhsat sahibine) rücu edebilecektir.
Uyuşturucu veya keyif verici maddeler ya da alkol almış ve bu yüzden güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş sürücülerin kaza yapmaları:
Genellikle sigorta rücu davalarında, sürücünün alkollü oluşu yeterli neden sayılmayıp kazanın alkolün etkisi altında meydana gelip gelmediği araştırılmakta, başka bir deyişle alkollü araç sürme ile kazanın oluş şekli alkole bağlı ise rücu eder. Ülkemizde güvenli sürüş tekniğini kaybetmeyi sağlayan alkol oranı 0.51 promil ve üstü olarak belirlenmiştir nitekim yukarda bahsedilen gibi kazanın oluşumu alkole bağlı değil ve illiyet bağı kurulamaz ise alkol promilinin 0.90 olması bile bir anlam ifade etmemektedir.0.50 promil ve altında ise alkol, sigorta şirketinin rücu hakkı yoktur.
İstiap haddinden fazla yolcu ve ya yük taşınması
2918 sayılı KTK 65.maddesinde, taşıma sınırı üstünde yük veya yolcu alan ve istiap haddinden fazla yük veya yolcu taşınması rücu nedenleri arasında yer almış ise de, Yargıtay kararlarına göre sırf yükleme (istiap)sınırının aşılmış olması, sigortacıya dönme (rücu) hakkı vermez. Ayrıca kazanın oluşu ile yük veya yolcu sınırının aşılması arasında nedensellik bağı kurulabilmelidir.Başka bir deyişle kaza yükleme ve yolcu sınırının aşılması yüzünden meydana gelmiş olmalıdır ve bu şekilde rücu hakkı vardır.Eğer kaza yükleme ve yolcu sınırının aşılması ile nedensellik bağı kurulamaz ise sigorta şirketinin rücu hakkı yoktur.
Tehlikeli ve zararlı maddelerin izin ve önlem alınmadan taşınması
KTK 65.maddesi (d) bendine göre, tehlikeli ve zararlı maddelerin gerekli izin ve tedbirler alınmadan taşınması yasaktır.Genel Şartlar B.4 maddesi (e) bendine göre de Tazminatı gerektiren olay patlayıcı,parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise zarar görenlere tazminat ödeyen sigortacı, işletene rücu edebilecektir.
Aracın çalınması veya gasp edilmesi, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusuru sonucu ise:
Genel Şartlar B.4 maddesi (g) bendine göre ‘‘ Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında işletenin kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse ’’ tazminatı ödeyen sigortacı işletene karşı dönme (rücu) hakkını kullanabilir.
KTK.107.maddesi 1.fıkrasında ‘‘ İşleten kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerden birinin, aracın çalınmasında veya gasp edilmesinde kusurlu olmadığını ispat ederse, sorumlu tutulamaz’’ denilmiştir. Bunun karşıt anlamı, işleten ve eylemlerinden sorumlu olduğu kişiler çalınma ve gasp olayından bir kusurları bulunmadıklarını kanıtlayamazlarsa, sorumlu olacaklar demektir.Öyle olunca da, sigortacının dönme (rücu) hakkı doğacaktır.
Taşımacılık Ve Koltuk Sigortası Tazminat Danışmanlığı |
Trafik Kazası Sonucu Sakatlanma Tazminat Danışmanlığı |
Ölümlü Trafik Kazası Tazminat Danışmanlığı |